Şrift ölçüsü:
A+
A
A-
19 Eylül 2015

Silsiletu’z Zeheb (Altın Silsile) Hadisi

Silsiletu’z Zeheb (Altın Silsile) Hadisi (Arapça: حديث سلسلة الذهب); İmam Rıza’nın (a.s) Merv’e doğru giderken Nişabur’da beyan ettiği tevhit ve şartları babındaki kudsi hadisidir. İmam Rıza (a.s) bu hadiste kendisini (imametin) tevhidin şartı bilmektedir.

Bu hadis, Allah Resulüne (s.a.a) kadar uzanan ravilerin hepsinin masum imamlardan (a.s) olması ve nihayetinde de Allah-u Teâla’ya ulaşması hasebiyle “Altın Silsile” manasına gelen “Silsiletu’z Zeheb” hadisi olarak meşhur olmuştur.

Hadisin Metni

Şeyh Saduk et-Tevhid kitabında İshak b. Rahıveyh’in şöyle söylediğini nakletmektedir: İmam Rıza (a.s) Horasan yolunda Nişabur şehrine geldiğinde, oradan çıkıp Memun'un yanına gideceği sırada o şehirdeki raviler İmam’ın (a.s) yanına gelerek şöyle arz ettiler: Ey Allah Resulü'nün (s.a.a) oğlu! Bizim şehrimizden ayrılacakken bize faydalanmamız için bir hadis buyurmayacak mısınız? Hadisçilerin bu isteği üzerine İmam Rıza (a.s) oturmuş olduğu tahtırevandan başını çıkararak şöyle buyurdu:

“Babam Musa bin Cafer’den, o da babası Cafer bin Muhammed'den, o da babası Muhammed bin Ali'den, o da babası Ali bin Hüseyin'den, o da babası Hüseyin bin Ali'den, o da babası Ali bin Ebu Talib'den, o da Allah'ın resulünden (s.a.a) şöyle buyurduklarını rivayet etmişlerdir: Cebrail'den Allah-u Teâla’nın şöyle buyurduğunu duydum: “La İlahe İllallah» benim kalemdir, o halde kim kaleme girerse azabımdan güvende olur.” İmam’ın merkebi hareket ettiği sırada İmam (a.s) yüksek bir sesle şöyle buyurdu: “Bu kaleye girmenin şartları vardır; ben de o şartlardan birisiyim.”[1]

Silsiletu’z Zeheb Olarak Adlandırılma Sebebi

Bu hadis “Altın Silsile” manasına gelen “Hadisi Silsiletu’z Zeheb” olarak bilinmektedir. Bu isimle adlandırılmasının sebebi hadisin senedindeki ravilerin hepsinin masumlardan (a.s) olmasından kaynaklanmaktadır; yani İmam Rıza (a.s) babasından (a.s) ve o hazrette İmam Ali’ye (a.s) kadar babalarından ve İmam Ali’de (a.s) Hz. Resulü Kibriya’dan ve Peygamber Efendimizde Allah-u Teala’dan nakletmektedir. Dolayısıyla bu hadis kudsi hadis sayılmaktadır.[2]

Açıklama

Şeyh Saduk İmam Rıza’nın (a.s) sözlerini naklettikten sonra et-Tevhit kitabında şöyle yazmaktadır: İmam Rıza’nın (a.s) sözlerinin manası şudur: Benim imametime ikrar etmek “La İlahe İlallah”ın şartlarındandır ve ben Allah tarafından itaati farz olan imamım.[3]

Hadisin Kitabeti

İmam Rıza (a.s) Nişabur’a girdiğinde Ebu Zer’a Razi, Muhammed b. Eslem Tusi ve çok sayıda muhaddis ve ravi İmam’ın huzuruna gelerek İmam’dan (a.s) Allah Resulünden (s.a.a) bir hadis nakletmesini istediler ve bunun üzerine İmam Rıza (a.s) hadisin metnini kıraat etti. Bazı raporlara göre bu hadisi yirmi binden fazla kişi yazmıştır. Bir rivayette ise o günde yazmaya hazır yirmi dört bin kişinin sayıldığı belirtilmiştir.[4]

Ehli Sünnet Kaynaklarında Altın Silsile Hadisi

Ehlisünnet kaynakları da bu hadisi nakletmiş ve onlardan çoğu “وانا من شروطها” (ve ben onun şartlarındanım) cümlesini de zikretmiştir.[5][6] Ehlisünnet kaynaklarının bazısında bu hadisin bir deliye okunması durumunda şifa bulacağı (iyileşeceği) bile belirtilmiştir.[7] İbn Sabbağ Maliki bu hadisi beyan ettikten sonra ondan azametle söz etmektedir.[8]

ABNA24.COM

WİKİSHİA.NET

---------------------------------------------------------------------

Dipnotlar

1- Saduk, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, s. 21 - 22.

2- Saduk, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, s. 22.

3- Saduk, et-Tevhid, s. 25.

4- Ayanu’ş Şia, Muhsin el-Emin, c. 2, s. 18.

5- Yenabiu’l Mevedde, s. 364.

6- Feyzu’l Kadir, s. 489 - 490.

7- es-Savaiku’l Muhrika, s. 205.

8- el-Fusulu’l Muhimme, s. 253 - 254.

Bibliyografi

1- İbn Hacer Heytemi Mekki, Ahmed (974), Sevaiku’l Muhrika, Şerketu’t Tabaatu’l Fenniyyetu’l Müttehide fi Mısır, Kahire, çapı dovvum, 1385.

2- İbn Sabbağ Maliki, Ali b. Muhammed b. Ahmed (885), el-Fusulu’l Muhimme fi Marifeti Ehvali’l Eimme (a.s), Müessesei A’lemi, Tahran, çapı dovvum.

3- Emin, Seyyid Muhsin, A’yanu’ş Şia, Daru’t Taaruf, Beyrut, 1403.

4- Saduk, Muhammed b. Ali, et-Tevhid, muhakkık: Haşim Hüseyni, Kum, Camiayı Müderrisin, 1398.

5- Saduk, Muhammed b. Ali, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, Tercüme: Ali Ekber Gaffari, c. 1, Tahran: Saduk.

6- Kunduzi el-Hanefi, Süleyman b. İbrahim, Yenabiu’l Mevedde, Daru’l Irakiyye, el-Kazımiyye ve İntişaratı Muhammedi, Kum, çapı heştum, 1385.

7- Munavi (Menavi), Abdurrauf, Feyzu’l Kadir fi Şerhi Camiu’s Sagir, Daru’l Fikir, Beyrut, 1391, çapı dovvum.

2314 بازدید
در حال ارسال اطلاعات...