Tayyip Erdoğan kendi söyledi.
İstanbul ile Ankara belediye seçimleri Cumhurbaşkanlığı yarışına gösterge olacak.
Kazanan rüzgar estirirken, kaybedenin ümidi kırılacak.
Doğrudur, referandumda AKP bu iki ilde yüzde 50’nin altına düştü ancak mahalli seçimde muhalif oyları konsolide etmek kolay değildir.
Bunun olması için muhalif olan her kesime sıcak gelecek uygun bir aday bulmak gerekiyor. Ancak HDP’lilerle milliyetçi seçmeni birleştirecek aday bulmak kolay değil.
CHP şayet kendi partili adayı ile seçime girerse yine kaybeder. Zira hadise o zaman CHP-AKP rekabetine dönüşür ve iktidar partisi baştan avantaj elde eder.
Hülasa CHP bugünden partiler üstü isimleri aramaya başlamalı.
DAVUTOĞLU'NUN MESUT AĞABEYİ!
Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanı ve Başbakan iken Mesut Barzani’ye “ağabey” diye hitab ederdi ki, bu durum medyaya bile yansımıştı.
Biz o hitabı kullandığı gün, “Türkiye’nin başbakanı aile geçmişi Türkiye’ye ihanetlerle dolu olan bir peşmergeye ağabey diyemez” diye feveran ettik ama dinleyen olmadı.
Ve bugün:
Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barzani ihanet içinde” diyor.
Öyle ise -ki bize göre de öyle- Ey Davutoğlu Türk milletine bu ağabey hitabından ötürü özür dilemen gerekmiyor mu?
NEREDE EĞİTİM ŞÛRASI?
Önce TEOG kaldırıldı ki yerine ne konacak hala belli değil.
Derken üniversiteye giriş sınavları alt-üst edildi.
Hayır bunu yapan seçilmiş hükümet değil, bu konularda yetkisi olmayan Saray ki, o Saray pek çok konuda sürekli kandırıldığını ve yanıldığını söylüyor.
Pardon ama eğitim konusunda da yanılırsa bunun bedelini çocuklarımız ödemeyecek mi?
Neden geniş katılımlı bir Eğitim Şûrası yapmazlar ve orada akılla bilimin emrettiği modeli aramazlar.
Bu yapılanlar da imam hatibi bütün eğitim sistemimize hakim kılmak için mi?
YANILMA-KANMA VE MEZHEP SAVAŞI
Kendi ifadeleri:
- Avrupa Birliği kandırdı.
- ABD kandırdı.
- Fetullah kandırdı.
- Beşar Esad kandırdı.
- Ermenistan kandırdı.
Ve şimdi Barzani kandırdı veya yanılttı.
Söyleyin bu kadar çok kanan ve yanılanlar devleti yönetmeye devam edebilir mi?
Bir şirket müdürü bile iki, bilemedin üç kere yanılması durumunda tereddütsüz bedel öderken, devleti yönetenler niçin bedel ödemez?
Bu arada Tayyip Erdoğan’ın “Barzani yanlıştan dönmezse bölgemizi mezhep savaşına itecek” beyanına şaşkınım. Zira Suriye’deki yanlış politikalar ve Irak merkezi hükümetine bugüne kadar takınılan tavırlar tam tersi değil miydi?
FRANK-ABDULLAH GÜL VE KRALİÇE
Türkiye’de Abdurrahman Dilipak’ın yaptığı gibi gömleğin yaka düğmesini iliklersen İslami giyinmiş oluyorsun!
Kravat değil ama frak giyer ve papyon takarsan maazallah küfür edersin! Sadece İsmail Kahraman değil, Abdullah Gül de fraka karşı.
Hatırlayın, 2008’de Cumhurbaşkanı seçildiğinde yeminini frak ile değil, kravatla yapmıştı.
Ama aynı Abdullah Gül, ilginçtir İngiltere Kraliçesi’nin Türkiye’deki davetine frak giyerek katılmıştı.
İslam elbette bu değil ama Türkiye’deki İslamcılık budur.
Sabahattin Önkibar