Şrift ölçüsü:
A+
A
A-
28 Kasım 2014

Dua Etme Adabı

İmam Sadık (a.) şöyle buyurmuştur:

Duanın adabını koru. Kime dua ettiğine, nasıl dua ettiğine ve niçin dua ettiğine bir bak.[1]

Biz insanların ihtiyaçlarını ve eksikliklerini giderme konusundaki özü ve yapısı, Hz. Hakka karşı yalvarmak, dilencilik etmek ve dua etmek ile aynıdır.

Varlıkların iç ve dış gereksinimleri; gerçekte duanın özü, duanın temeli, duanın aslı ve duanın aynısıdır.

Bu konu hiçbir kimsenin inkâr edemeyeceği çok açık bir konudur. Zaten inkâr edilmesi de olanaksızdır.

Duanın Önemi

Duanın değeri, önemi ve etkileri çok açık olan bir konudur. Öyle ki Müslüman olmayan bilim adamları bile içgüdüsel yönlendirme adı altında, bu konuya işaret etmişlerdir. Duayı hareket nedeni kabul ederek insanların en gerekli ihtiyaçlarından biri olarak benimsemişlerdir. Hatta cismi hastalıklar için bile ilaç olarak önermişlerdir.

Günümüzde bu konu hakkında özel olarak yetiştirilmiş doktorlardan oluşan kliniklere yatırım yapılmaktadır. Buralarda cismi hastalıkların en ağırını dahi bu yöntemle tedavi etmeyi düşünmektedirler.

Bu bağlamda, dua; içgüdüsel ve gerekli bir iştir. Yüce Allah’ın emrettiği bir konudur. Aziz peygamberlerin ahlakından sayılmıştır. İnsan, dua ederek hakkın hediyesini almaya layık olur.

Dua istemektir. Eğer isteğin hakikati var ise, insan onun gerçekleşmesi için coşkuyla hareket edecektir.

Kur-an’a Göre Dua

Kur-an’ı kerim, dua etme emrini vererek onu yapmaktan sakınmanın cehenneme düşme nedeni olacağını bildirmektedir.

Rabbiniz dedi ki; bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu bana ibadet etmeye karşı büyüklenenler, cehenneme boyun bükmüş olarak girecek olan kimselerdir.[2]

Kur-an’ı kerim, duaya ilişkin olarak birkaç başlık altında şunları hatırlatmaktadır:

1-Dua Nuruyla İşlerin Açılması

Kur-an’ı kerim duayı, işlerin açılma ve bütün sıkıntılardan kurtulma nedeni olarak tanıtmaktadır. Buna ilave olarak bazı dua edenlere de işaret ederek şöyle buyurmaktadır:

Sıkıntı zamanında bütün içtenliğinizle dua ediyorsunuz. Onun kabul edilmesi için çok ısrar da ediyorsunuz. Hatta kurtulunca, Allah’a şükür eden bir kul olacağınız konusunda rabbinizle anlaşma da yapıyorsunuz. Ancak, sıkıntıdan kurtulduktan sonra, büyük zulüm olan Allah’a ortak koşmaya geri dönüyorsunuz.

De ki: gizli ve açık olarak; “Bizi bundan kurtarırsa kesinlikle şükredenlerden olacağız.” diye ona yalvarıp yakardığınız zaman, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?

De ki: ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarıyor. Sonra siz yine ona ortak koşuyorsunuz.[3] 

2-Dua Salihlerin Özelliklerindendir

Kur-an’ı kerim, duayı Salih kulların nitelikleri ve beğenilir amelleri olarak tanıtmaktadır. Buna ilave olarak, onların hayatın bütün aşamalarında bu yüce hakikat ile birlikte iç içe olduklarını da bildirmektedir.

Gerçekten onlar hayırlı işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Ve bize derin saygı gösterirlerdi.[4] 

3-Dua ve Onun Kabul Edilmesi

Kur-an’ı kerim, duanın şartlarının gerçekleşmesi halinde, duanın kabul edilmesini gerekli görmektedir. Duanın kabul edilmesi konusunu da yalnızca yüce Allah ile sınırlandırarak, özellikle dindar kulların bu konuya ilgi göstermeleri gerektiğini belirtmektedir.

Kullarım, sana benden sorarlarsa: ben yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık (cevap) veririm. O halde onlar da bana karşılık versinler. Ve bana iman etsinler ki, doğru yolu bulalar.[5]

4-Duanın İlahi İlgiyi Çekmesi

Kur-an’ı kerim; “Eğer dua olmasaydı, Allah’ın kullarına karşı ilgisi de olmazdı.” Şeklinde belirterek bu önemli konunun üzerinde ısrarla durmaktadır.

De ki: Eğer duanız olmasaydı, Rabbim size değer vermezdi.[6]

5-Duanın İç Güdüsel Olması ve İnsanın Unutkanlığı

Kur-an’ı kerim; insan denizin ortasında büyük problemlerle karşı karşıya kalmış olsa da, bu sorunlardan kurtulmak için yüce Allah’ın kapısında dua etmekten başka çaresinin olmadığını belirterek, duanın insan için içgüdüsel ve gerekli bir olgu olduğunu açıklamaktadır.

Aynı zamanda duayı, böyle durumlarda doğru yolu bulma ve Allah’ı tanıma nedeni olarak da göstererek, bazılarının dua ettikten sonra yüce Allah’a nankörlük ettiklerini ve onu unuttuklarını bildirmektedir.

İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek ona dua ederler. Sonra, onlara kendinden bir rahmet tattırınca, onlardan bir grup Rablerine ortak koşarlar.[7]

    Dua ve Rivayetler

Dua ve onun eserleri yaşam için oldukça önemlidir. Bundan dolayı Ehli-Beyt mektebinin meşhur hadisçisi Kuleyni, kendisine ait olan Usul-i Kâfi kitabında dua konusuna ilişkin olarak yaklaşık atmış bab oluşturmuştur. Şimdi onlardan bazılarına değineceğiz:

Duanın Fazileti

Ravi, İmam Muhammet Bakır’a (a.) şöyle sorduğunu söylemiştir:

İbadetlerin en faziletlisi hangisidir?

Cevap olarak şöyle buyurdu:

Yüce Allah katında, onun yanında olan şeyin ondan istenmesinden daha üstün hiçbir şey yoktur.

Yine yüce Allah katında, ona ibadet etmeye ve onun yanında olan şeyi istemeye karşı büyüklenen kişiden de daha nefret edilen hiçbir kimse yoktur.[8]

Müyessir şöyle söylemiştir:

İmam Cafer Sadık (a.) bana şöyle buyurmuştur;

Yüce Allah’ın kapısında dua et. İşin bittiğini, takdir olunan şeyin olacağını ve duanın etkisi olmadığını söyleme. Kuşkusuz yüce Allah katında, kendisine dua dışında hiçbir şeyle ulaşılamayacak bir makam bulunmaktadır. Eğer kul ağzını kapatır ve dua etmezse, ona hiçbir şey nasip olmaz. Öyleyse sana merhamet edilmesi için dua et. Ey Müyessir! Vurulan bütün kapılar, vuran kişinin yüzüne açılma ümidini bulundurur.[9]

İmam Sadık (a.) şöyle buyurmuştur:

Kim, Allah’ın fazlından istemezse fakir olur.[10]

Seyf Temmar şöyle diyor:

İmam Sadık’ın (a.) şöyle buyurduğunu duydum;

Dua ile birliktelik üzerinize olsun. Çünkü yüce Allah’a hiçbir şeyle, onunla yaklaştığınız gibi yaklaşamazsınız. Küçük ihtiyaçlarınızı dahi küçük olduğundan dolayı salıvermeyiniz. Çünkü küçük ihtiyaçları elinde bulunduran kimse ile büyük ihtiyaçları elinde bulunduran kimse aynıdır.[11]

İmam Sadık (a.), Müminlerin Emiri Ali’nin (a.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

Allah katında, yeryüzünde var olan amellerin en sevimlisi duadır. Ve ibadetlerin en üstünü namuslu olmakt

ABNA

1976 بازدید
در حال ارسال اطلاعات...