Ey iman edenler! Yapmayacağınızşeyi neden söylersiniz? (Saff Suresi 2)
Müslümanlar`ın en büyük sorunlarından birisi belkide bahsetmeye çalışacağımız ‘’Kuram ve Eylem‘’ çelişkisini yaşamaktır. Kuram, hareketin veya eylemin meydana gelmeden önceki fikri alt yapısıdır. Fikri alt yapı derken, inanılan ve beslenilen kaynaklara dayanmaktır. Teorik olarak , kavramsal ve ilkeler bazında ilham aldığımız kriterler bizim hayata vereceğimiz anlam için önem teşkil eder. Bu bağlamda sahih, sağlıklı ve sistematik, yani mektebi bir beslenmede duruşumuzu netleştirir.
Ancak her ne kadar duruşumuz ve tarafımız belli olsada, bireysel ve toplumsal anlamda, kuram ve eylem çelişkisini yaşamamız bizi bir kısır döngüye götürür. Daha bir açmak gerekirse, ideallerimiz, benimsediğimiz (iman ettiğimiz) ilkeleri, pratik reel hayatta , eylem sahasında doğru düzgün uygulamazsak veya bilakis bunun tersini yaparsak, değişim ve gelişim açısından negatif bir durum oluşturur.
Gerçekçi ve cesur, yapıcı özeleştiri yapıp realiteyle yüzleşmek tekamül açısından önemli bir adımdır. Tespitlerimizi ve tahlillerimizi hep dışa yönelik yapmamız dengesiz bir alışkanlık kazanmamıza sebep olacaktır. Bu demek değildir dışa yönelik tespitler ve tahliller yapılmasın, siyasi analizler yaparken, kendi iç siysetimizi tutarlı ve geleceğe yönelik üretemiyorsak bu da bizim için düşünülmesi gereken bir noktadır.
Kuram ve eylem bütünlüğündeki istikrar ve tutarlılık bizde dinamik, devrimci bir ruhu da beraberinde getirir. Yoksa geleneksel ve muhafazakar bir duruma farkında olmadan düşeriz. Söylemlerimiz ne kadar devrimci olursa olsun maalesef bu böyledir.
Kendi çelişkilerimizi aşmamız doğru okuma, tanıma ve güç sahibi olmakla alakalıdır. Bu konuda yapacağımız isabetli tespitler ve pratik çözümler (Eylemler) bizi ileriye doğru götürecektir elbette.
Yanlış tanımalar ve tanıtmalar, gerçekliğimizle örtüşmeyeceği için sonunda acı ama hiç hoşlanmayacağımız tabloların oluşmasına sebep olacaktır.
Allah`ın bizim üzerimizdeki lütfu olan bu mektebi anlayışın kadrini kıymetini bilerek, sorumluluk bilinci içerisinde, bu dert ve endişe ile istikrarlı tutarlı, planlı, programlı netice verecek eylemlerde bulunmalıyız. Kendi çapımızdaki eylemleri tedrici olarak geliştirebilirsek geleceğe dair ideallerimizin oluşmasında katkı sağlanacaktır. Şunu hiçbir zaman unutmamamız gerekir yapabildiğimiz halde yapmadıklarımız işlerden dolayı mesulüz ve hesaba çekileceğiz.
Herşeye rağmen aşkla, şevkle üstümüze düşen görevleri hakkıyla yerine getirmeliyiz ki Allah`ın yardımı tecelli etsin.
Bilginin, bilince, imana, ihlaslı amale, takvaya ve aşka dönüşmesi dileğiyle...
Wesselam
Rafet Şener
welayet