Şrift ölçüsü:
A+
A
A-
28 Aralık 2014

Alimlik Kisvesi Altında Din Üreticilerinin Mesleği

Birtakım sunî dinler üreterek toplumun ve grup­ların sapmasına, bozulmasına sebep olan kimsele­rin birçoğu ilim ehlinden olup, bazıları da ilim mer­kezlerinde tahsil ve riyazet yapmaktadırlar. Batıl fırkalardan birinin reisi de bizim medreselerimizden birinde tahsil görmüştür. Fakat tahsilini nefis tezki­yesi ve terbiyesi ile birlikte yürütmediği, yol alır­ken Allah’ın yolunda ilerlemediği, kötülükleri ken­disinden uzaklaştırmadığı için rezil rüsva olmuştur. Eğer insan, pislikleri kendi tabiatından uzaklaştırmamışsa, ne kadar ders okursa okusun, ne kadar tah­sil yaparsa yapsın bir faydası olmadığı gibi zararı dahi dokunabilir. İlmin merkezine, yani bu köke bir pislik sirayet edecek olursa, ağaç, dallarıyla, yapraklarıyla birlikte pislenmiş olur.

Bu tür ilmi mefhumları ahlaklanmamış kara bir kalbe yığdıkça kalbin kararmasında artış olur. Ter­biye edilmemiş bir nefiste ilim ancak kapkara bir ör­tü mesabesindedir. «İlim (kalb için) en büyük örtü­dür».Bundan dolayıdır ki basit bir âlimin İslam’a karşı işlediği şer başkalarının şerrinden daha fazla­dır ve daha çok tehlikelidir. İlim bir nurdur. Ancak kara bir gönülde, fesada uğramış bir kalbte sadece zulmet ve siyahlık alanını genişletir. İnsanı Allah’a yaklaştıran ilim, dünya isteklilerinin nefsinde, on­ları zü’l celal’in dergâhından daha fazla uzaklaştı­ran bir’ şeye dönüşür.

Aynı şekilde tevhid (kelam) ilmi de Allah’ın (rı­zası) dışındaki şeyler için öğrenilirse (insanın kal­binde) zülmani örtülerden bir örtü olur. Çünkü bu durumda «masiva’llah» (Allah dışı) şeylerle uğraşıl­mış olmaktadır. Eğer biri Kur an-ı “Kerim’i Allah1 m rızası dışında bir şey için, ondört kıraata göre de okusa, ezberlese onun hanesine, Allah ile kendisi arasında Allah’tan uzaklaştıran bir perde olmaktan başka yazılan bir şey olmaz.

Sizler, burada tahsil görmüş olabilirsiniz. Hat­ta bir sürü zahmetlere katlanarak âlim de olabilir­siniz. Ancak âlim ile, insanları ıslah eden birmüeddib arasında fark olduğunu bilmeniz gerekmekte­dir. Bizim üstadımız —Allah ondan razı olsun— şöy­le buyuruyorlardı:«bazılarının; ‘molla olmak çok ko­laydır, adam olmaksa zordur’ şeklindeki sözleri doğ­ru değildir. Bunu şöyle söylemek gerekir; ‘molla ol­mak çok zordur, adam olmaksa imkânsızdır’.»

İnsani faziletlerin ve güzel huyların kazanılma­sı ve insani ölçülerin korunması, omzunuzdaki çok büyük ve müşkül olan görevlerdendir. Şimdi şer’î ilimlerle ve fıkıh gibi değerli bir ilimle meşgul ol­duğunuz için kendinizi rahat ve «kendine yönelik tek­lif ve vazifeleri yerine getiren kimseler» zannetmeyi­niz. Eğer ihlâs ve (Allah’a) yakınlaşma niyeti yoksa eğer sizin tahsiliniz —Allah’a sığınırız— Allah rıza­sı için değil de, nefsanî istekler, makam ve mevkii, etiket ve şöhret kazanmak içinse, kendiniz için çalı­şıp çabalayıp, kendinizi vebalin ağırlığına bıraktıysanız bu ilmin size hiçbir yararı yok demektir. Öğrendiğiniz bu ıstılahlar Allah’tan başka bir şey için­se vebali bir ağırlıktır. Bu ilmi tabirlerin daha fazla öğrenilmesi, eğer ahlaki ve takva gelişimi ile paralel gitmiyorsa, Müslümanların dünyada ve ahirette za­rara uğramalarına yol açar. Bu (ilmî) tabirleri bil­menin başlı başına bir etkisi yoktur. Kelâm ilminin öğrenilmesi bile eğer nefsi aklanmayla içice olmaz­sa sadece bir vebal olacaktır. Kelam ilminde bilginleşen nice kimseler vardır ki toplumları saptırmış­lardır.

Sizin sahip olduğunuz bilgilere daha iyi yollar­dan sahip olan öyle kimseler vardır ki, kendilerin­deki «sapma» ve «ıslah olmama»yüzünden, topluma girdiklerinde birçoklarını saptırmaktadırlar.

Öğrenilen kurul ilmi ıstılahlar takvadan ve nef­sin arındırılışından yoksun olursa, bunlar insan zih­ninde yığıldıkça nefis dairesinde kibir ve büyüklenme daha da yaygınlaşır. Gururun yenilmesini tat­mış olan kara yazgılı âlimin kendisini ve toplumu düzeltmeye gücü yetmez. Ve İslam’a, Müslümanlara zarardan başka bir yük yüklemez. Şer’î maksatla yıllarca ilim tahsil ettikten sonra, İslamî haklardan yararlandıktan sonra, İslam’ın ve Müslümanların ilerlemelerine engel olur. Halkların sapıtmasına se­bep olur. Bu derslerden, araştırmalardan, ilmi mües­seselerde bulunmaktan dolayı elde edilen ürün, İs­lam’ın tanıtılmasınaKur’an’î gerçeklerin dünyaya sunulmasına elverişli olmamış olur. Hatta onun var­lığı, toplumun din âlimlerini ve İslam’ı tanımasına engel dahi teşkil edebilir.

İmam HumeyniCihad-ı Ekber

1250 بازدید
در حال ارسال اطلاعات...