Ey tevhid bayrağında aşkın sırlı nakışı
Hakikat dergâhında ihlâsın kalp atışı
Âlem sana bürünmüş, dönüyor etrafında
Ona Leyla olmuşsun, o kader tavâfında..
“Aşk-ı belâ bezmi”nde tutunduk eteğinden
O temaşâ deminde mest olduk gerçeğinden
Göklerin hakikati ismini tesbîh eder
Cennetin her-bir katı sana secdeye gider..
Ey zikr-i Fatıma’nın sır dolu imamesi!
Hakk’a çağrı ezanın sarsılmaz ikamesi’
Muazzam hakikatin imana ruh katıyor
Seni Allah ve Resûl, seninle anlatıyor..
Bahârın sırrı sensin ey âlemde zülf-i yâr!
Açılan her goncaya rüzgâr seni fısıldar
Aşka gelen meltemler, öperek saçlarından
Kokular getirmekte o safâ gülzârından..
Ey ezel çağlarının biricik muvahhidi!
Yüce nur diyarının o güzellik şahidi!
Bütün güzel erdemler gizlenmiş hicâbına
Binlerce tekbîr alıp gül-sermiş mihrâbına…
Takva, senden alarak bilgelik ilhâmını
Süslüyor amellerin yükseliş irfânını
Basîret af diliyor o şehlâ gözlerinden
Eğilip şâirane öpüyor dizlerinden..
Asâlet onurlanır o vakur duruşunla
Canlar aşkta sınanır Zülfikar vuruşunla
Hakk ecel kıvılcımı inince Zülfikar’dan
Hayâtın aşk tılsımı gönül geçer mi yârdan?..
Canların canı bakar ol eşsiz ahengine
Bürünmüşsün mübarek sevgilinin rengine
Marifet aynasında şahid olup durmuşsun
Kalplerin semasına taht kurup oturmuşsun..
Her şeye mihribansın, her suçu bağışlayan
Boş döner mi kapında el açarak ağlayan?
El bile açtırmazsın o cömert kereminle
Mertliğe hayat veren ölümsüz erdeminle..
Ey mürüvvet sultanı, bambaşka bir gerçeksin
Kâinatın ruhunda geçmiş ve geleceksin
O mutlak imametin ufukları kaplamış
İsmet ve Taharet’in kur-an’ı kucaklamış..
“Emin-i sırrım” demiş “İlim Şehri Sevgili”
Makamını göstermiş vahyin o sâdık dili
Olamaz hiç kimsede bu müthiş liyâkatın
“Sırrı’sın Aynadaki, muhteşem hakikâtın..
Bilmem nasıl anlatsam, sözlerden çok yücesin
Bin ömür yine yazsam bitmez bir bilmecesin
Senin büyük şanından insanlık bahsediyor
Hangi Mecnun’a sorsam, mutlaka “Ali” diyor…
Kerbelayi Hüseyin YALÇIN